30 Haziran 2010 Çarşamba

NiteTimes

Empire Of The Sun - We Are The People (NightWaves Remix)

Oyuncak Hikayesi

Robert Bradford, Amerika ve İngilterede görsel sanat eğitimi görmüş bir İngiliz sanatçı. Aynı zamanda psikolog olan Bradford 2002’de çocuklarının unutulmuş, köşeye atılmış oyuncaklarının çok daha büyük bir şeyin parçası olabileceklerini düşünüyor. İlk bakışta geri dönüşüm çılgını olduğunu düşünmemek elde değil ama aslında esas amacı bu değil. Bütün bu plastik parçalarının birer geçmişi, bilinmeyen kültürel bir tarihi olduğuna inandığı için bunların bir araya geldiğinde belli bir zamanı, dönemi temsil ettiğini söylüyor. Yani kendisi bir gün öylesine evdeki ıvır zıvırdan kurtulmak için işe atılmış, sanattan anlamayan ve birden böyle bir fikirle parlayan biri değil, aksine iyi eğitilmiş bir sanat insanı. Meydana getirdiği gerçek boyutlu objeler, heykeller oyuncak ağırlıklı olmak üzere taraklar, düğmeler, fırçalar ve kumaş parçaları gibi 3000’e yakın materyalden oluşuyor. Bu alışılmamış sanat objeleri 19 bin dolara satılıyor.

29 Haziran 2010 Salı

One Love

Geçtiğimiz haftasonu Türkiye’nin en başarılı müzik festivallerinden Efes One Love Santralistanbul’daydı. Günün erken saatlerinde kapıları açılan festival Cumartesi – Pazar binlerce genci ağırladı. Cumartesi akşamının headliner’ı Groove Armada’ydı. Daha iyi olabileceğini düşündüğüm lazer gösterisi, festivale pek de yakışmayan bir ses sistemine rağmen gerçekten çok başarılı bir performanstı. İki vokal de birbirinden güçlüydü. Ve o gece o büyük açık alanda kendi çaplarında bir disko ortamı yarattılar.
Pazar akşamı yağmurun dinmesini bekledikten sonra, havanın hafif serinlemesiyle festival daha da keyifli hale geldi. Yıllardır çok sevdiğim ama nedense ara ara dinlediğim Sophie Ellis Bextor geceyi başlattı. Porselen bebek haliyle kendisinden haberi olmayan bir çok kişiyi özellikle de beyleri fazlasıyla etkiledi. Güzelliğinin yanı sıra hiç yorgun düşmeyen yumuşak sesi, şarkılarını bilmeyenleri de dans ettirmeyi başardı. Festivalin en eğlenceli ismi ise kuşkusuz The Ting Tings’si. Bu sene radyoda da sık duyduğumuz Shut Up And Let Me Go, That’s Not My Name gibi şarkılarıyla kalabalığa kalabalık kattılar! Sahneye ilk çıktıklarında Katie’nin mikrofonundan ses gelmemesi, cidden büyük bir fiyasko olmasına rağmen seyirci de Katie de şarkı söylemeye devam ederek atmosferi bozmamayı başardı. “Türkçe’m bok gibi, ondan susuyorum” gibi samimi yorumlarla festivaldeki herkesi dans ettirirken güldürmeyi de ihmal etmediler. Kendi değişleriyle “Do It Yourself Pop” tarzı müzikleriyle festival için mükemmel bir son oldu. Bu seneki festival bu kadar güzel olunca, seneye yapılacak One Love için de beklentiler yükseliyor, umarım yine bu başarıyı yakalayabilirler.


Groove Armada


Sophie Ellis Bextor


The Ting Tings

28 Haziran 2010 Pazartesi

Life In Cartoon Motion


Rengarenk bir sahne, “glow in the dark” objeler, devasa şişme ayaklar, 83’lü genç, ince, uzun, güler yüzlü bir adam ve bitmek tükenmek bitmeyen bir enerji. Miller Freshtival’i kaçıranlar hiç okumasın bile, o kadar güzeldi! Maçka Küçükçiftlik Lunapark’ı Mika’nın pozitif enerjisiyle dolup taştı. Şarkıların arasında seyirciyle Türkçe konuşarak da hepimizin gönlünü ayrı bir fethetti. Klişe yabancıların “Merhaba İstanbul” gibi sıradan çabalarının yanında Mika “Şimdi size bir arkadaşımın hikayesini anlatacağım” gibi uzun cümleleri son derece net söyleyerek hepimizi şaşırttı. Sahnede kostümlü dansçılardan, peluş hayvanlara, kendi renkli orkestra grubudan, “Big Girls” şarkısında sahneyi yaplayan devasa şişme kadın bacağına kadar görülmeye değer pek çok şey vardı. Mika sanki her şeyin mükemmel, herkesin mutlu olduğu hayali dünyasına davet etti bizi o gece. Konser boyunca seyirciyle iletişimi hiç kesmedi, şarkıları söyletti, hatta seyircileri ortadan ikiye ayırarak bir nevi şovuna dahil etti. Dolmabahçe’nin oradan patlayan havai fişekler, seyircinin şarkılara katılımı da Mika’yı çoksevindirdi. Tekrar gelmesini ve bir dahakine tek başına daha da büyük bir konser vermesini umuyoruz.

25 Haziran 2010 Cuma

Yaratıcı Hareket


Yaratıcı hareketler her zaman ilgimi çekmiştir. İşte bu da onlardan biri. Singapur'da yeni hizmete giren Marina Bay Sands oteli Singapur'daki diğer pahalı oteller gibi çok lüks ve konforlu fakat bu oteli diğerlerinden ayıran çok büyük ve ilginç bir özellik var, o da çatısında yer alan 150 metre boyundaki dev havuzu. Endonezya'da ki pirinç tarlalarından ilham alınarak inşa edilen bu havuz yüzerken aşağıya düşüyormuş hissi veriyormuş. Valla ne olursa olsun ben bir kez bile olsa bu deneyimi yaşamak ve gün batarken yüzlerce metre yükseklikte içkimi yudumlamak isterdim.

23 Haziran 2010 Çarşamba

TED - Ideas Worth Spreading

Ted.com, sitemizin yeni keşiflerinden biri. Aslında bu organizasyon 1984 yılından beri var. Kar amaçlı kurulmuş bir kuruluş değil. Amaçları insanların en üst düzey yetkililerden en doğru bilgileri almalarını sağlamak. Sitede birçok video bulacaksınız. Genellikle teknoloji, eğlence ve dizayn üzerine videolar bulunmakta ancak birçok farklı konuda video bulmanız mümkün. Videolar genelde 20 dakikayı geçmiyorlar. Ders dinlemekten çok daha eğlenceli ve eminim çok daha öğretici videolar bulabilirsiniz. Bir konu hakkında araştırma yaparken mutlaka uğramanız gereken sitelerden birisi. Youtube'daki gibi herkes kafasına göre bişeyler koyamıyor, bütün vieolar özenle seçilip koyuluyorlar. Sitenin içeriği oldukça güzel hazırlanmış ve çok kullanışlı. En güzel özelliği ise bütün videoların çoğunda türkçe altyazı seçeneği olması. Mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim. Umarım faydası dokunur. Siteye www.ted.com adresinden ulaşabilirsiniz.

15 Haziran 2010 Salı

There Is...

No Turning Back -by Gui Boratto

Tigey-Wigey

Çin'deki bazı köpek sahipleri arasında köpeklerini boyayarak başka hayvanlara benzetme çılgınlığı başlamış. Bu zavallı köpek de bu çılgınlığın bir kurbanı. Kaplana benzetilmeye çalışılmış ama bana kalırsa daha çok aşağıdaki Pokemon'a benzemiş. Zira böyle bir Pokemon vardı: Arcanine=)

Biraz Cesur Mimari


SMART vs. STUPID

BE STUPID.


Cold as Ice

Stefy - Chelsea(Sebastien Leger Remix)

Kaçamak


Her gün okul, sınav, staj, iş derken bütün bu sıkıntıdan günü birlik bir kaçamak öneriyorum. Sabah erkenden yola çıkın. İstikamet; Ağva. Arabaya benzin, çantaya fotoğraf makinesi ve eğlenebileceğiniz dostlarınızdan başka yanınıza almanız gereken pek de bir şey yok. İstanbul'a 100 km olan bu minik cennet gerçekten insana huzur veriyor. Yol boyunca etraf hep ağaç ve orman. Yaklaştıkça Karadeniz ara ara kendini gösteriyor. Bir yanında Yeşilçay, diğer yanında Göksu dereleri bulunan Ağva, yeşilin bin bir tonu içerisinde insana rüya tadı veriyor. Gitmenizi tavsiye edeceğim yer Green Lime. Büyük bir bahçeye sahip, göl kıyısında, masal gibi bir motel. Bahçesinde son derece keyifli bir hamak, çimenlere atılmış kocaman yastıklar, beyaz örtülerle çeverelenmiş localar var. Burada omletli menemenli, reçelli peynirli, sağlam bir kahvaltı etmek mümkün. Aktivite arayanlar için de, gölde gezmek için deniz bisikleti ve büyükçe bir kayık mevcut. Macera arayıp kayığı tercih ederseniz yorulmamaya dikkat edin çok da kısa bir yolculuk değil! Göl boyunca diğer motelleri, ağaçları, kaplumbağaları görebilirsiniz. En güzeli de en sonda, gölün bitişine doğru geldiğinizde, gölün sığılaşarak denizle birleştiği mükemmel manzaraya tanık olabilirsiniz. Günü burada geçirdikten sonra akşam yemeği için mangal en iyi tercih gibi. Kendin pişir kendin ye yapabileceğiniz bir sürü yer var. Hepsi de yine göl kıyısında. Bana sorarsanız, mümkün olduğu kadar denize yakın bir yere gidin ki hem göl kenarında mangal yapma keyfine varın, hem de denizi, sahili görebileceğiniz bir manzaraya sahip olun. Günbatımını izleyerek Ağva'ya veda etmek de en güzeli. Akşam yola çıktığınızda o tatlı yorgunluk, günü birlik kaçamağın sizde bıraktığı ufak tebessüm oluyor. Şiddetle tavsiye ediyorum...

Sevişmeden Uyumayalım

Bazen internette gezerken gerçekten ilginç haberlerle karşılaşabiliyorsunuz. İşte bu da onlardan bir tanesi. Arjantin Milli Takımı Doktoru yaptığı açıklamada "Oyuncular düzenli partnerleriyle şampanya ya da başka alkollü içeceklerin yasak olması koşuluyla seks yapabilecekler."demiş. Anlaşılan Arjantin'li yöneticiler olaya çok profesyonelce yaklaşıyor ve seks yapmanın futbolcuların performansını etkilemeyeceğine ve belki de olumlu etki yapacağına inanıyor.

Kısıtlamaya Devam


YouTube'un yasaklı olduğu ilk ortaya çıktığında herkes sinirlenmişti, isyan etmişti. Şimdi de sıra Google'a geldi. Alışmayın duruma, tepkinizi sakınmayın. Vatan Gazetesi'nde Mutlu Tönbekici dile getirmişti sinirini. Öyle bir isyan etmiş ki, herkese ADSL'i bırakıp uyduya geçmelerini öneriyordu. "Özgürlüğüm için kaç paraysa veririm" yazmıştı. Haksız da değil. Google'a da kısıtlama getirildiğine göre korkulacak bir durum var ortada. Değerli Bakan'ımız ise "Google mı Türkiye'yi yönetiyor" diyor. Anlamadığım nokta şu; sadece ülkeyi yönetenin sesine mi izin var? Özgürlüğün sınırı bu yönde mi belirlenmiş? Başbakanımız ayrıca, internet haberlerinin altına okurlar tarafından yazılan yorumlara da takılmış. Bu yorumlar günlük sohbet havasında yazılmış düşünce paylaşımlarından öteye gitmiyorlar ki. Evet bazı durumlarda hakaretler söz konusu oluyor, ama bu da çok okunan, medyada yer sahibi sitelerin kendi düzenlemelerine tabii tutulması gereken bir sorun, genel kısıtlamaya dahil edilecek bir yasak şekline getirilmemeli. Bütün bunlar bir yana, gündemde senenin belki de en ciddi sorunları kendini gösterirken tartışılması gerek konu okurların yorumları mı olmalı? Zannetmiyorum.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Ölüler Sanat İçin

Şu sıralar görmeyi en çok istediğim sergi; "Orjinal Vücut Dünyası-Yaşam Döngüsü". Sergide, satranç oynayan, sigara içen, sarılan, resim yapan insan bedenleri bulunuyor. Fakat sıradışı olan şey sergilenen bu bedenler, gerçek, ölü insan bedenleri, yani kadavralar. Alman bilim adamı Gunther Von Hagens, plastinasyon yöntemiyle çürümez hale getirdiği 200'ü aşan ölü bedeni İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında ülkemize getirdi. Bugüne dek sergilenen 60'tan fazla ülkeden 30 milyondan fazla ziyaretçiye, 11500 beden bağışçısına ulaşmış. Etik sebeplerle sıkça eleştirilen bilimadamı, "Amacım, insan bedenini ulaşılabilir kılmak" diyor. İnsan bedenini sadece tıp alanıyla ilgilenenlere değil, sıradan insanlara da büyüleyici yapısını göstermek istediğini belirtti. Gezip gördükten sonra da izlenimlerimi yazmayı planlıyorum, şimdilik aklıma takılan en büyük soru; koku. Midenizin kaldıracağını düşünüyorsanız siz de Antrepo 3'te sergiyi mutlaka ziyaret edin!


Moda Tutkusu~Futbol Tutkusu

Kadınlar da futbola ilgi duyabilir!
İşte Bebe'nin Dünya Kupası temalı yeni reklam kampanyası...









12 Haziran 2010 Cumartesi

Karadelik

Bu gördüğünüz dev kuyu Guetemala'nın Guetemala City şehrinde Agatha adı verilan tropikal fırtınanın eseri. 29 Mayıs tarihinde görülan Agatha, sebep olduğu toprak kaymaları ve sel baskınlarıyla 10binlerce insanı evinden etmiş.

Marca Dünya Kupası Takvimi


Hazır dünya kupası yeni başlamışken hemen İspanya'nın ünlü spor gazetesi Marca'nın Dünya Kupası için hazırladığı çok kullanışlı takvimi post edelim. Tarihe, stadyumlara, gruplara yada takımlara göre arama yapabiliyorsunuz. Umarım hoşunuza gider. Buyrun buda linki.

http://www.marca.com/deporte/futbol/mundial/sudafrica-2010/calendario-english.html

10 Haziran 2010 Perşembe

Léger İstanbul'da

Anjelique bir kez daha House müziğin efsanelerinden birini ağırlamaya hazırlanıyor. 16 Haziran Çarşamba günü Ortaköy Anjelique'de Hollandalı DJ Sebastien Leger çalacak. 1979 doğumlu DJ french house dalında dünyanın en iyilerinden birisi olarak gösteriliyor. Leger şu sıralarda Ministry of Sound internet radyosunda Sessions adlı kendi programını yapıyor ve bu programda kendi remixlerini çalıyor.
İşte Leger'in piyasaya çıkarmayacağını açıkladığı Daft Punk - Around the World Remix'i:

MTV Movie Awards

MTV Movie Awards 6 Haziran Pazar günü Los Angeles'da sahiplerini buldu. Üstteki resimdeki oyuncu Amanda Seyfried, Megan Fox ile birlikte rol aldığı Jennifer's Body filmindeki rolüyle ¨Scared-as-Shit Award¨un sahibi oldu. Böyle bir ödül verilmesi de oldukça ilginç tabi.
En İyi Öpüşme ödülünü sahibi ise 2. kes üstüste Twilight serisindeki rolleriyle Kristen Stewart ve Robert Pattinson oldu. Seyircinin isteğine rağmen sahnede öpüşmeyi reddetmişler.

Babylon ve Aya Yorgi...

Babylon Aya Yorgi yarın (11.06.2010) açılışını yapıyor. Yepyeni yerinde yepyeni bir yaza start verecek olan Babylon, geçen senelerdeki populeritesini koruyarak, yaz tatilini Çeşme'ye ayıranların gözdesi olacak gibi...

Çarpık Yapılaşma

İşte dünyanın en eğik binası Capital Gate. Pisa kulesinin rekorunu kırarak Guiness Rekorlar Kitabı'na giren bu bina Abi Dhabi'de bulunuyor. 18 derece batıya yatık olarak tasarlanmış Capital Gate, Pisa kulesinden 5 kat daha eğik. Capital Gate binasında ofislerin yanısıra 18-35 katları arasında Hyatt Capital Gate oteli de bulunuyor.

Favela Painting

2005 yılında MTV'nin bir projesiyle Brezilya'nın Santa Marta mahallesine gelen ve burada kalmaya karar veren Holandalı sanatçı ikili Jeroan Koolhaas ve Dre Urhahn mahallenin yüzünü deşitirecek bir projete imza atmışlar. ¨Favela Painting¨ adlı gruplarında mahallenin gençlerini toplayıp 7000 metrekarelik bir alanda 34 evi rengarenk geometrik şekillerde boyamışlar. Sıradışı sanatçılığın en güzel örneklerinden.

9 Haziran 2010 Çarşamba

İyi Bir Çocuk Olursanız

Küçüklük kahramanlarımız şirinler geri geliyor. Hem de How I Met Your Mother'ın çapkını Neil Patrick Harris ile. Ve Şirine'nin sesinde ailesi yasakladığı için hayatında bir bölüm bile Şirinler izlememiş olan ünlü şarkıcı Katy Perry ile. Henüz yapım aşamasında olan Columbia Pictures anismasyon filminin Amerika'daki vizyon tarihi 29 Temmuz 2011 olarak açıklanmış.

Borç Batağı

İşte New York'da 6th Avenue'da bulunan Amerika Birleşik Devletleri ulusal borcunu gösteren dijital panonun 7 Ekim 2008'de ulusal borcu hanelere sığdıramaz hale gelmesi üzerine ¨$¨ işaretini gösteren haneye 1 sıkıştırılmış ve daha sonra katrilyonları gösteren yeni bir panoyla değiştirilmesine karar verilmiş. 2005 itibariyle 4.7 trilyon dolar civarında olan Amerikan milli borcunun 2008 son çeyreğinde 10 trilyon dolara, hatta günümüz itibariyle 13 trilyon dolara ilerlemesi oldukça trajik bir global krizin sonucu tabi ki. Amerikalılar bu durumu 700 milyar dolarlık piyasalara yardım paketi ve Freddie Mac ile Fannie May'in toparlanmasına yardımcı olan 100 milyar dolarlık mali yardıma bağlıyorlar.

Origami Yacht


İşte karşınızda the Millennium Yacht Design ödülünü kazanan Origami Yacht. Kendisi henüz konsept ama çok yakın bir gelecekte gerçeğe dönüşecek. En güzel kısmı, hareket edeceğiniz zaman yat katlanıp inanılmaz şık bir yata dönüşüyor ve her yeri kapandığı için giderken rüzgar sizi rahatsız etmiyor. Güneşlenmek için sessiz, sakin bir koy bulduğunuzda yat açılıyor ve adeta kocaman bir şezlonga dönüşüyor ve size keyif yapmak için kocaman bir alan sağlıyor. Oldukça şık ve kullanışlı ama elbette böyle özel bir yatın sahibi olmak için en azından 7.2 milyon doları gözden çıkarmanız lazım, tabi bu rakam tahmini, asıl fiyatını yat suya indirildiğinde öğreneceğiz.


7 Haziran 2010 Pazartesi

iPhone 4


Apple sonunda yeni iPhone’u açıkladı. Daha önce gizmodo.com’un ortaya çıkarttığı iPhone prototipinin tıpa tıp aynısı yeni telefon. Adını iPhone 4 koymuşlar ama bence iPhone HD’de konulabilirdi ekranı inanılmaz kaliteli olmuş, 960x640 çözünürlüğe sahip. Kısacası şu anda piyasadaki en kaliteli ekrana sahip. Sonunda ekran tarafınada kamera koymuşlar ama tabikide Apple dünyanın en gıcık firması olduğu için görüntülü konuşmayı sadece Wi-Fi üzerinden yapabiliyoruz. Evimizde kocaman bilgisayarlarımız ve skype varken eminim hepimiz evde oturup iPhone’dan görüntülü konuşuruz. En azından jailbreak edildiğinde özgürce kullanabileceğiz diye umuyorum. Tasarımı eski iPhone’lara oranla daha keskin hatlara sahip. Öncekiler gibi bombeli değil düz bir arka kapak yapmışlar. Siyah veya beyaz renk seçenekleri var. Kalınlığı 9.3mm, bir önceki iPhone’dan oldukça ince. En çok aranan özellik olan multitasking’e sonunda kavuşuyoruz bu telefonla birlikte. 21 Haziran’da yeni update’i download edebileceğiz ancak multitasking özelliği sadece iPhone 3GS ve iPhone 4’te olacak, iPhone 3G kullananların yeni telefon almak zorunda kalmaları için Apple yine elinden geleni yapmış. Hafızası bir önceki iPhone gibi yine 16gb veya 32gb olacak. Kamerası 5 megapixel ve LED flaşlı olacak. Ekran tarafındaki kameranın ise VGA olacağı açıklandı. HD kalitesinde video kayıt yapailiyor artık iPhone. Accelerometer’ı daha hassaslaştırıldı. Pil ömrünü daha çok arttırmalarını bekliyordum ancak 3G üzerinden konuşma süresini 5 saatten 7 saate çıkartmışlar. Stand by süreside 300 saat. En büyük süprizlerden birizde Safari'deki arama motorlarına Microsoft'un Bing'i de eklendi. Sanırım bunda Google'la Apple'ın bu aralar arasının açılması etkili oldu. Açıkçası keşke şuda olsaymış dediğim bir özellik bulamadım, Apple bide şu salak 3G üzerinden videolu konuşma yapamazsınız triplerini bıraksa gerçektende piyasada iPhone dışında başka telefon satılmazdı. Fiyatı Amerikada önceki iPhone’larla aynı 16gb modeli 199 dolar, 32gb modeli ise 299 dolar. Türkiyedeki fiyatları muhtemelen daha pahalı olacaktır.


Down The Longest Road

Morgan Page & Lissie - The Longest Road (Deadmau5 Remix)