Sözün özü, sekiz yıldır A takımda yer alan fakat bir karınca boyu yol katedemeyen bu kardeşimizin yurt dışına transfer olmasını hepimiz isteriz. Benim İngiltere, İtalya, Almanya gibi liglerden pek ümidim yok, fakat belki bir Rus takımı doyurucu bir teklifle Sabrimizi bizden alabilir. Alın, lütfen, buna dayanabiliriz!
14 Mayıs 2010 Cuma
Avrupalı'nın Gözünde Sabri Sarıoğlu
Son günlerde gazetelerde ve spor sitelerinde sıkça Sabri Sarıoğlu'yla ilgili transfer haberlerine rastlıyoruz. İddialara göre kendisiyle Almanya'dan Hamburg ve Hoffenheim takımları ilgilenmekteymiş. Daha önce de birçok Galatasaraylı'nın hayretle karşıladığı bir Fiorentina, hatta AC Milan (nasıl bir hayal gücüyse) söylentisi de kulislerde konuşulmaktaydı. Bu tür haberler beni hem şaşırttı hem de bu guzide(!) futbolcumuz hakkında düşünmeye sevk etti. Görünen o ki Avrupalı'nın aklına Sabri denince, Bordeaux maçının son dakikasında turu getiren füzesi(!); Euro 2008'de Philipp Lahm'ın 'sağından atıp solundan geçişi'; uzun ve tehlikeli (!) taçları ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi (sanırım katılabileceğim tek konu bu) geliyor. Fakat nedense benim ve eminim birçok futbol izleyicisinin aklına %80 ortalamayla kuşları kovalayan, ayağından çıkan şut ve orta benzeri toplar; genelde bir maç sırasında kaybettiği kademesini ertesi hafta ancak bulabilmesi; rakip yarı alandan kendi kalecisine geri pas vermeye çalışırken topu kornere atışı; attığı çok gerekli(!) vücut çalımları ve bilumum fantastik hareketleri geliyor. Acaba biz başka Sabri, Avrupalılar başka Sabri mi izliyor diye düşünmeden edemiyor insan. Gerçi altyapıdan geldiği için kulübe herhangi bir maliyeti olmayan bir oyuncuyu yurt dışına bir sakız parasına bile satmak kârdır, fakat sonra onu örneğin bir Milan forması içinde gördüğümde bu durumu olgunlukla karşılayabileceğimi sanmıyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder